Oğuz AKSAÇ

Yayınlandı: Mayıs 6, 2008 / BiYOGRAFi
Etiketler:

 Oguz AKSAÇ

Oğuz AKSAÇ Kimdir?

1974’te Erzincan Tercan’da doğdum. Sonra Ankara’ya taşındık. Varoşlarda büyüdüm. Varoşlarda büyüyen bir çocuk ne yapar? Önce boya sandığı alır, sonra simit tezgahı, dükkan-mükkan işleri derken mobilyacılık dahil birçok iş yaptım. Sonra bir ara dansçılık ve halkevlerinde bağlama öğretmenliği yaptım. Lise mezunuyum. Dansçılık yaptığım dönemde enstrümanlarla uğraşmaya başladım. Önce bağlama sonra gitar, dilsiz kaval, klarnet, batari falan derken enstrümanlarla haşir-neşir olmaya başladım.

Başka bir ropörtajdan alıntı: Ailemde kürtlük var.. Annemler konuşur ama ben bilmem.. Sahnede zaman zaman okurum ama kasete almak bu dili iyi yorumlayan sanatçılara saygısızlık olur.. Sahnede okuduğum kürtçe şarkıların anlamlarını biliyorum da okuyorum.. Ama kasette okumak bir idiadır..

“”Grup Çığ’ın “eski” solistlerinden Oğuz Aksaç ilk solo albümü Oğuzname ‘yi müzikseverlerle buluşturdu, ‘iyi şeyler hissetmek ve dinleyicisine de iyi şeyler hissettirmek isteyen’ Aksaç albümünde 16 türkü seslendiriyor. Türkülerin düzenlemelerinde İspanya, blues, caz ve funk renkleri kullanan müzisyen dinleyicilerini Malatya ‘dan Adıyaman ‘a, İçanadolu ‘dan Erzurum ‘a, Adana ‘dan Diyarbakır ‘a götürüyor. HALK OYUNLARI VE DANS Erzincanlı bir ailenin çocuğu olan ve Ankara’da büyüyen Oğuz Aksaç, yaşıtları konuşmaya yeni başlarken “türkü söylemeye” çabalatmış. Ortaokuldan sonra eğitimini sürdüremeyen Aksaç, boyacılık, simitçilik, mobilyacılık yaparak ailesinin geçimine katkıda bulunmuş. Bir yandan halkoyunlarıyla ilgilenerek bu alanda kendini geliştiren Aksaç, dışardan sınavlara girerek liseyi bitirmiş. Halkoyunları ekiplerinde ve dans gruplarında profesyonel olarak çalı¬şan Aksaç, 9O’lı yılların başında müzikle daha yakından ilgilenmeye başlamış. Çeşitli gruplarda bağlama çalan Aksaç, Ankara’da Halkevlerinde bağlama eğitmenliği yaptığı yıllarda Mustafa Özarslan’la tanışmış. Mustafa Özarslan ve Kemal Ozarslan’la birlikte Ankara’da Ütopya Bar’da program yapmaya başlayan Oğuz Aksaç, grupta gitar, ritm çalgılar ve kaval çalmış. Bar programlarında beğenilen ve giderek yeni elemanların katıldığı grup için bir arkadaşlarının “Çığ gibi büyüyorsunuz” sözleri üzerine kendilerine “Grup Çığ” adını vermişler. GRUP ÇİĞ GÜNLERİ Dinleyici kitlesi giderek genişleyen Grup Çığ, 1998’de “Çığ Türküleri” adlı ilk albümünü yayımladı. Grup Çığ, “Yayla Çiçeği”, “Nida”, “Mevsim” albümlerini çıkarırken solistleri Mustafa Özarslan ve Oğuz Aksaç, grup dışında da kendi müzikal kimliklerini göstermek istediler. Grup Çığ olarak hâlâ konserlere çıkmalarına karşın solo albümler yapan Mustafa Özarslan gibi Aksaç da İlk solo albümünü geçen günler¬de tamamladı: “Çok eski günlerden bu yana hep solo albüm fikri vardı. Grup ilişki¬leri içerisinde herkes kendine bir yön çizmek peşindeydi. Solo albümünün ileriye dönük kaçınılmaz olduğu görüldü. İleride tek çalışacaksak bunu şimdiden hayata geçirelim dedik.” ANADOLUDA GEZİNTİ Oğuz Aksaç, Beyoğlu Metropol Müzik etiketiyle Faruk Altun’un yapımcılığında yayımlanan Oğuzname albümünde Malatya’dan Adıyaman’a, İç Anadolu’dan Erzurum’a, Adana’dan Diyarbakır’a kadar 16 türkü seslendiriyor: “Bu albümde biraz Doğulu bir tarz var. Aslında ben daha uçuk, ar-monizasyonun ve vokal tekniklerinin daha yoğun kullanıldığı bir çalışma düşünmüştüm. Ama seçtiğimiz repertuar albümü böyle yapmayı gerektirdi.” Aksaç, sahne programlarında zaman zaman sesinin gücüne güvenerek yorumlarıyla türküleri alıp farklı yerlere sürüklerken albümde geleneksele daha sadık kalınmış ama denemelerden de vazgeçilmemiş. Türkülerin düzenlemelerinde İspanya, blues, caz ve funk renkleri kullanılmış. Orient Expressions’dan DJ Murat Uncuoğlu’nun Huma Kuşu’nu düzenlerken kullandığı elektronik seslerle Aksaç’ın içindekilerin sözcüsü olmuş: “İçimden gelen ama adını koymadığım, koymaya da çalışmadığım şeyler var ve ben bunları ifade edebilecek bir alan yaratmak istiyorum kendime. Bu türkü de olabilir, beste de olabilir. İleride bestelerimde bu duygularımı anlatabilirim. Bir türküyü söylerken içimde grup Çığ’ın solistlerinden Oğuz Aksaç, ilk solo albümü “Oğuzname”de türküleri ken¬di dünyasına çekerek yorumluyor. Türkü¬lerin koluna girip başka ülkelere kısa bir gezinti yapıp yeniden Anadolu’ya dönüyor. İyi şeyler hissetmek ve dinleyicisine de iyi şeyler hissettirmek istiyor. Aksaç’la, Bakırköy’deki Yaşam Türkü evi’ndeki üç saatlik programının ardından heyecanı yatışmadan, teri kurumadan albümü ve türküler üzerine söyleştik. kaynayan şeylerden birisi geçerse albüme taşıyorum. Bazen ‘Caz yapıyorsun’ diyorlar, ben cazcı değilim, ama cazdan, blues’dan kulağımda kalan, beni mutlu eden şeyleri bu türkülerle buluşturmayı seviyorum. Türkülerin vokal teknikleriyle içim¬den gelenleri yapıyorum, onlar da vokal teknikleri oluyor. Sahne kocaman olmalı ve ben dans etmeliyim, sahnenin ayak basılmadık yerini bırakmamalıyım. Davulcu bir ritim atarken orada beni coşturman. O ritimle birlikte bambaşka bir şey hissetmeye başlamalıyım. Ben de bir şeyler yapma¬ya başladığımda bu kez davulcu da benden etkilenerek başka bir şeyler hissetmeye baş¬laman. Birbirimizi tetiklemeliyiz sürekli olarak.” Türkülerle kol kola Aksaç albümünde “kolundan tuttuğunuzda sizinle gelebilecek bir arkadaş gibi bir melodi yaratmaya” çalışmış. Kendisini de “jo-ker bir müzisyen” olarak tanımlıyor: “Çok iyi bir sesim yok belki ama geniş aralıklı bir sesim var. Peşten ya da tizden okuyabilirim, Batılı tarzları da güzel okuyabileceğimi dü¬şünüyorum. Hayatta her şeyin müziği var ve ben ona en yakın müziği bulmaya çalışıyorum. bende hissettirdiği şeylere doğru çekmek istiyorum. Birbirimizi çeke götüre başka yerlere varıyoruz,” ‘YASIYORUZ, ŞANSLIYIZ’ Aksaç, henüz seslendirmediği, türkü formu diye nitelenemeyecek besteler yapıyor, ileride bunları da bir albümde toplamayı planlıyor, ama bugünlerde eşi Funda Aksaç’ın albümü için çalışıyor: “Önemli olan, iyi şevler hissetmek bence. Bazdan kendilerini şanssız bulur. Param yok, istediklerim olmuyor gibi düşüncelerle mutsuz olur. Oysa düşünün ki sabah kalkıyorsunuz, güneşin sıcaklığım hissediyorsunuz. Yağmur yağıyor, enerinize değiyor, rüzgâr parmaklarınızın arasından geçiyor. Vapur sesini duyuyorsunuz, bir kedi bacağınıza sırnaşıyor, birisiyle göz göze geliyorsunuz. Ağaç, tahta. masa. cam. ışık. mum, şarap, binlerce şeye tanıksınız. Sadece ya¬şadığımı/için binlerce ayrıntıya tanık olma şansımız var. Demek ki aslında şanssız değiliz. Müzik çok sonra geliyor. İnsanlara iyi şeyler hissettirmeliyiz. Dünyanın buna ihtiyacı var. Birisi gelir, bîr programında türkü dinler ağlar, evine gittiğinde ‘Çok güzeldi’ der. Hayat anların toplamıdır, güzel anlar toplarsak hayat güzeldir. Bizi dinleyen insanlar hatırlayıp hayatının güzel anlar hanesine yazarlarsa o zaman biz yaptığımızı başarmış oluruz.” önemli olan iyi şeyler hissetmek bence. Bazıları kendilerini şanssız bulur. Param yok, istediklerim olmuyor gibi düşüncelerle mutsuz olur. Oysa düşünün ki sabah kalkıyorsunuz güneşin sıcaklığını hissediyorsunuz. Sadece yaşadığınız için binlerce ayrıntıya tanık olma Şansımız var. Demek ki aslında şanssız değiliz. Türküler değişir Türkülerin, ilk yakıldığı günden değişe, değişe günümüze geldi¬ğini söyleyen Aksaç, türküler¬le birlikte değişiyormuş: “Türkü, benim için bu coğrafyanın, uygarlığın içimde yarattığı çığlık, coşku, birikim, melodi, söz ve duyarlılık. Bunların bende oluşturduğu bir çaprazlama duygu biçimi Başka bir noktaya gitmesi beni hiç rahatsız etmiyor, korkutmuyor. Nereye gidersem gide¬yim, onun türkü ocağına İnanıyorum. Yüz yıl önce yazdan bir türküyü 60 yıl Önce söyleyen biraz değiştirmiş, söz yazmış. 50 yıl önce söyleyen müziğine bir nota katmış. Herkesin küçük dokunuşları ve etkileriyle bugüne gelmiş ve türkü olmuş. Aslında hem öğreniyorum hem de öğrendiğim şey üzerinden başkalaşıyorum. Aksaç, günümüzü anlatan, çağı kucaklayan bir “türkü” anlayışının henüz yakalanmadığı düşüncesini biraz espri katarak anlatıyor: “Türkülerin, çağın tanıkları olduğunu biliriz. ‘Kuyudan su çekerler güğüm ile’ der bir türkü. Yani henüz mııslukların evimizde olmadığı zamanlar. Şimdi bilgisayar çağındayız. ‘Siber teknoloji ile oy, oy oy/internete girdim bugün oy oy’ dîye bir şey olmuyor. Batı ‘da bazı festivallerde o günkü sorun neyse, tüyelim savaş, ırk ayrımı konularından müzisyenler doğaç sözler ve müziklerle hemen şarkı yapıyorlar. ‘Bir daha yap’ desen yapamıyor. Bizim ozanlık geleneğimizdeki gibi. Ama günümüzde melodik yapı ve sözle bu çağı yakalayacak türküleri üretemedik. Müzikal olarak Batılı, pop, caz dediğimiz birçok ülkeden sesle kucaklaşabiliyorsak, ‘bu bizden, bu bizden değildir’ diye ayırmadan, ‘çağın buyanını kucaklıyor’ diye düşünerek yapabiliyorsak o bir türküdür diye düşünüyorum.” HATİCE TUNCER

Kaynak : UR “Alıntıdır” 2005 tarihli bir yazıdır oğuz aksaç şuan grup çığ’la beraber değildir çalışmalarına solo bir şekilde devam etmektedir…

yorum
  1. Karanfil dedi ki:

    Ya Oğuz,ne şahane olduğunu ben dahil tüm Türkiye öğrenio artık.Valla özledim yaa gel artık Adana’ya da görüşelim yine yaaa..Diloş..

  2. nilüfer dedi ki:

    oğuz herşeyiyle süper bi insan.sadece bana özel bi gıcığı var sanırım :)) ama olsun onu çok seviyorum sitemize herkesi bekleriz… :D:D

  3. nilgün dedi ki:

    inanılmaz bi sesiniz var begeniyle dinliyorum bı cıglık gibi bana cok yenı ulastı ama kısa zamanda müptelanız oldum basarılar ne diyim özellıkle dön gel turkunuze hayranım süper yorumlamıssınız..

  4. sevgili oguz seni cok beyenerek dinliyorum ama bir erzinccanli olarak yanliz turku deyil senden kurtce kurmanciki yada dimiliki parcalarda dinlemek istiyorum ve basarilarinin devamini dilerim seni ana dilimde ve dilinde dinlemek ne hos dur kim bilir…tesekurler

  5. handan dedi ki:

    tek kelime oğuzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzz.sadece oğuz halk müziğinı sevmeyene bıle sevdırecek tek isim……………hemserım benım.ne varsa erzıncanlılarda var

  6. necva dedi ki:

    bir geceyarısı TRT 2 de sizi dinledim o yorumunuz ve sesinizdeki özel tını beni çoook etkiledi.
    en beğendiğim ve bıkmadan saatlerce dinlediğim ADIYAMAN türküsü
    favori olanı.

  7. sibel dedi ki:

    yok böyle bişey, böyle bi yorum böyle bi karizma hayranım ya hayatımda ilk kez birine hayranım dedim.yolun bahtın şansın açık olsun.diyarbakırdan sibel.

  8. ismail dedi ki:

    abi senin bogunu yiyem… sen insan degilsin abi oldurdun beni ya seni seviyorum kardasim

  9. hatice dedi ki:

    sevgili oguz herkes sesin güzel diyor,bence bu deyim senin icin az bile sesin olaganüstü…..bir insanin yalnizliginda yaninda olacak tek sey..hakikaten insan raki alip icesi geliyor seni dinlerken. ben berlinde etrafimdaki insanlara seni resmen asiladim..su an herkes seni dinliyor…süpersin bunun haricinde söyleneck söz yok…seni severler icin yola devam

  10. Yusuf Aslan dedi ki:

    Rabbim Oğuz Aksaç’ı türkü söylesin diye yaratmış. Naçizane bir uyarıda bulunmak isterim Oğuz Aksaç’ı kontrollü dinlemek gerekir. Zira doz aşıldığında bu ses insanı derde sokuyor ve anlamadan dert sahibi yapıyor..

  11. yasemin dedi ki:

    muhteşem bir yorum dinlerken bu adamnormalm

    çok sesli derler ya .işte bu adam sesiyle resmen şov yapıyo.oğuzu dinlemek beni farklı diyarlara götürüyo oğlumun sayesinde tanıdım bu harika sesi ilk dinlerken pekde algılıyamamıştım ama sonra sesin ne kadarda .ayrıçaklı olduğunu fark etdim .

  12. emre dedi ki:

    Oğuz aksaç seslendirdiğin parçaları yürekten söylediğin için yüreğime değiyor… sandık sandığa dayalı favorimm.. kürtçe parçada seslendirirsen seviniriz… yolun açık olsun.

  13. Cahit BILDIR dedi ki:

    Oğuz, 1986-1988 yıllarında Altındağ – Uluğbey Ortaokulunda öğrenci miydin? “Yürüyorum Dikenlerin Üstünde”yi olağanüstü söyleyen, sıfır numara traşlı 14-15 yaşındaki ortaokul öğrencisi Oğuz AKSAÇ, sen misin? O muteşem ses, sesin, 25 yıldır kulaklarımda…
    Yolun ve bahtın açık olsun…

    Cahit BILDIR
    Coğrafya Öğretmeni

  14. derdo dedi ki:

    senin bu sanat camiyasına katılmandan gurur duyuyorum sarkılarınla türkülerinle mutluluk veriyorsun allah yolunu bahtını acık tutsun seni bu yoldan alıkoymasın işşallah oğuz kardeş saygılarımla dedo

  15. semra dedi ki:

    SEVGİLİ OĞUZ AKSAÇ BEN ERZİNCANLI DEĞİLİM TAM TERSİ KÜRTTE DEĞİLİM ARABIM AYRIM YAPTIĞIM SÖYLENEMEZ HERKES BURDA KÜRT VE ERZİNCANLI OLDUĞUNU YAZMIŞ BEN ADANALIYIM VE SENİNDE UZUN ZAMANDIR HAYRANINIM BİR ARKADAŞIM SENİN TÜRKÜ SÖYLEMEN İÇİN YARATIDIĞINI SÖYLEMİŞ KATILIYORUM GERÇEKTEN MÜTHİŞ BİR SESE SAHİSİN RABBİM BAŞARILARININ DEVAMINI SUNAR ARABIM FELLAHİ ŞARKISINIDA MÜTHİŞ YORUMLAMIŞSIN FACEBOOKTA RESMİ SAYFAMA EKLEMEK İSTİYORUM AMA ADINA OKDAR SAHTE SAYFA AÇILMIŞKİ HANGİSİ ORİJİNAL FACE İN BİLEMİYORUM YAZARMISIN FACENİ SAKINCASI YOKSA :):):)

  16. cirkinkral dedi ki:

    yorumlarınız için teşekkürler arkadaşlar..

Haggar için bir cevap yazın Cevabı iptal et